Yaklaşık 4 yıl önce 12 aylığına kullandığım ana sistem olan Mandriva'yı özlemiyor değildim fakat yeni Mandriva sürümleri işleri daha da kötüye götürmekten başka bir şey yapmıyorlardı. Sonra emin olamadığım (1 yıl önce sayılır) bir zamanda Mandriva'nın hem yazılım hem de şirket açısından kötü giden yolundan ayrılan geliştiriciler ve topluluk Mageia adında bir çatallama (fork) ile karşımıza çıktı. İlk önceleri bu sisteme geçmek istemedim çünkü kısa süreli bir heves olacağından korktum (Bknz: Pardus) ve alışkanlıklarımı tekrar değiştirmek zorunda kalmak beni en çok yoran şeydi.
Geçtiğimiz günlerde sık ziyaret ettiğim Distrowatch ağ sayfasında Mageia'nın yükselişini gördüğüm. (Evet ne yazık ki distrowatch top list az çok benim tercihlerimi de etkiliyor.) Hemen indireyim ve kendimi tekrar zorlayayım ve Mageia geçişini tamamlayayım istedim. İndirdim, kurdum ve şu sıra çeşitli paketleri arkaplanda kurarken bu kısa yazımı ele alıyorum.
Ubuntu / Mageia 2 KDE/XFCE Görüşüm:
Açıkçası KDE/XFCE/LXDE/GNOME ... masaüstü ortamlarını fazla takmıyorum ve hangisi olursa olsun kullanırım. İstediğim basit şeyler arasında bir masaüstü ortamının gerekliliği bile tartışılabilir. Tabii istediğim bazı olmazsa olmazlarım da var:
- Stabil bir sistem
- Hızlı bir paket yönetim sistemi (Çoğunluğun kullandığı bir biçim olmalı)
- Bol paketler
- Eksiksiz geliştirme altyapısı
- Dizüstü bilgisayarım için suspend,wifi... vb donanımı sorunsuzca kullanabilmem.
Ubuntu'nun performansının yerlerde sürünmesine öyle alışmıştım ki bilgisayarımı suçlamaktan başka bir şey yapmıyordum. Masaüstü kullanım performansı berbat olan Ubuntu; program derlemeye gelince diğer dağıtımlardan bir farkı olmayan linux türevi... Ben aynı anda sistem çapında güncelleme yaparken VLC ile hd film açtığımda bir alt yazı dosyasını VLC üzerine sürükleyemeyecek miyim?(!) İşte bu kadar vasat olan performans ve bana gıcıklık çıkaran pencereleme sistemi beni bilgisayardan soğutmaya yetiyordu. Aslında Ubuntu'nun asıl sorunu, Debian'ın şu övülüp övülüp durulan DEB paket sistemi. Evet Debian paketleri çok ama DEB yükleme ve kaldırma aşamaları yavaş hem de çok yavaş! Sistemin diğer işlerini aksatacak kadar yavaş! Şimdi birileri çıkıp genel ağdan işlemleri cache yaparak alıyor daha hızlı demesin çünkü her bir deb paketi yükleme aşamasında trigger olayı (diğer çağırıların ve ilgililerin tetiklenmesi) büyük zaman alıyor. Ayrıca birkaç paket ihtiva eden sistemlerde bile paket kurulumunun başlangıcındaki veritabanı önbellekleme zamanı da çok uzun.
Aşağıdaki işlemlere bakınız:
Ayrıca Ubuntu'nun yazılım merkezi allı pullu fakat performansın "P"sini bulmak imkansız. Birkaç programı yüklemek içi ard arda tıklayın ve sizi anlamsızca bekletmesine şahit olun. Yani Ubuntu'nun Yazılım Merkezi denen kod parçasını geliştirenlerin herhangi bir multitasking:multithread bilgisi mi yok veya süper bilgisayarlarda çalıştıkları için bu kasılmaların farkında değiller midir bilemiyorum. Bugün internette kendini hacker diye tabir eden bilgisiz vatandaşlarımızın eline Visual Basic verseniz, üç adımda multi thread kullanan bir şeyler yapmayı başarabilirler.
Özetlemek gerekirse; Ubuntu'yu terkettiğim için çok mutluyum. Artık bilgisayarımdan gereken performansı alabiliyorum ve işlerimi daha kısa sürede ve kolayca halledebiliyorum. Üstelik http://www.mandriva-tr.org/ gibi güzel bir topluluk da var; daha ne olsun!
Linux işinizi kolaylaştırmak, bilgi işlem birimlerinizin performansını arttırmak ve sizi özgür kılmak için var. Sizin ihtiyaçlarınıza en uygun dağıtım hangisi ise onu seçiniz. Bol GNU/Linux'lu günler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder